14 Mart Hekimlerin Talepleri
14 Mart tıbbiyelinin vatan işgaline karşı sergilenen bağımsızlık ruhunun yansımasıdır. Tıbbiyeli Hikmet’in bayraklaştığı işgal güçlerine karşı bağımsızlık için başkaldırının, teslim olmayışın tarihidir 14 Mart. 14 Mart; Tıbbiye öğrencilerinin okullarına yerleşen emperyalist işgalcilerin gözleri önünde Askeri Tıbbiye cephesine Türk Bayrağı asarak sergiledikleri vatansever protesto eylemi ile Tıp Bayramı olmuş kutlu gündür. Tüm meslektaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum.
Çok yakın bir zamanda Sayın Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, sık sık sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili söz verdikleri ancak yapamadıkları bazı konular olduğunu ifade etmektedir.
Bu konuların lafta kalmamasını bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyor ve bekliyoruz.
Şimdi de 14 Mart’a giderken taleplerimizi yeniden hatırlatıyoruz
1. Şiddetsiz, güvenli çalışma ortamları için mekanlar yeniden dizayn edilmeli eğer öngörüleri yoksa modern ülkelerde nasıl tedbirler alınıyor incelenmelidir. Önlemleri hasta ile hekim arasına duvar olsun diye istemiyoruz. Şiddet uygulamayı kimsenin aklına getiremeyeceği önlemleri istiyoruz. Unutulmamalıdır ki müsait ortam hazırlandığında birçok insan şiddete meyledebilir bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Biz bunun önlenmesini istiyoruz. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması idarecilerin sorumluluğundadır. Şiddet olaylarında idarecilerin sorumluluğu öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.
2. Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları, sağlık hizmetinde hataya sevk etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Doktor dinlenme odaları, emzirme odaları, kreş her sağlık kurumunda yeterli sayıda sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, artan iş yükünün ortadan kaldırılması bahane edilerek idarecilerin insafına bırakılmamalıdır.
3. Pandemilerde, pandemiye yol açan hastalık, hekimler ve diğer sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmelidir.
4. Sağlık çalışanları için fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır.
5. Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600’e yükseltilmelidir.
6. Tüm sağlık hizmeti üreten çalışanları hakları olan, hiçbir koşuldan negatif etkilenmeyen, emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri ücret verilmelidir.
7. Emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi almalıdır
8. Vergide adalet istiyoruz! Hekimler ve sağlık çalışanları daha 2. Aydan itibaren ilk vergi dilimine girerek 9 veya 10. Aydan itibaren de son vergi dilimi olan en yüksek vergi dilimine girmektedir. Hekimler ve diğer sağlık çalışanları vergi yükü altında ezilmekte ve bu yüzden vergi dilimi üst sınırı %15 olmalıdır.
9. Muayene süreleri, bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir. Maalesef hastanelerimizde muayene süreleri 10 dakikanın altında bazen de 5 dakikanın altına indirilmeye zorlanmakta aynı zaman dilimine en az 2 hastaya randevu verilmektedir. Bu hizmeti yaygınlaştırmak değil hak eden kişinin sağlık hizmeti hakkının gasbıdır.
10. Acil servislerde yeşil alan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir. Mevcut anlayış acil servisleri işlevsiz hale getirmekte şiddetiartırmakta, başvuran gerçek acil hastaların doğru sağlık hizmeti alımını engellemekte, hatalara yol açmakta, çalışanlarda tükenmişliğe sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.
11. Sağlık ortamına dair düzenlemeler, TTB ve ilgili sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır.
12. Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı olmalıdır.
13. Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır. Öyle ki son zamanlarda yaşanan randevu sıkıntısı nedeniyle hızlıca karar mekanizmaları çalışarak en son Tıpta Uzmanlık Sınavı için uzmanlık eğitimi veren merkezlere eğitim kapasitelerinin üzerinde kontenjan açılmış ve bunu de çalışma olarak göstererek 5 yıl sonra uzman açığımız olmayacak denmiştir. Böyle uygulamalar rakamsal olarak nicelik olarak göze hoş görünebilir ama nitelik olarak çok ciddi kayıplar yaşanmasına ve ülkemizin vatandaşlarımızın sağlık geleceğine zarar verecektir. Tıp eğitimi aynı zamanda ustalık çıraklık eğitimidir. Çırağın usta ile yeteri kadar süre alamaması ve yeteri kadar işlem yapamaması çok büyük sakıncalar doğuracaktır. Son 20 yılda ülkemizde açılan tıp fakülteleri ile birlikte 2 katından fazla olmuştur. Tıp fakültesi komplike nitelikli bir eğitim ve öğretim kurumudur ve çok iyi planlanması gereklidir. Bir tıp fakültesinin kurumsallaşması uzun zaman almaktadır. Bu evreler tamamlanmadan birçok fakülte açılmıştır. Ve son olarak tıp fakültesine kabul edilen öğrencilerde aranan sınav başarı kriteri oldukça düşürülmüştür. Tıp fakültesi kontenjanları çok artırılmış olup bir zaman sonra ihtiyaç fazlasına düşecektir. Orantısız ve plansız yapılan hamleler eğitimin kalitesinin de düşmesine sebep olmaktadır.
14. Koruyucu sağlık sisteminin öncelendiği birinci basamak, basamaklandırılmış bir sağlık sistemi inşa edilmelidir.
Kışkırtılmış sağlık hizmeti tüketiminin önüne geçilmelidir. Sağlık sisteminin üzerindeki bu aşırı yük taşınabilir olmaktan çıkmıştır. Vakit çok geç olmadan sağlık hizmeti sunucularının temsilcileri olan meslek örgütleri ve diğer paydaşlarla birlikte gelecek planlaması yapılmalıdır.
Uzm Dr Fırat KARADENİZ
SAKARYA TABİP ODASI